İstanbul'da Görülmesi Gereken Yerler

İstanbul'da Görülmesi Gereken Yerler

Tarihin bilinen en eski şehirlerinden biri olan İstanbul iki kıtayı birbirine bağlama özelliği ile birçok farklı medeniyet tarafından yaşam alanı olarak seçilmiştir. Günümüzde bir dünya şehri olarak adlandırabileceğimiz İstanbul hala birçok farklı milletten insan barındırır. Binlerce yıllık medeniyet tarihinin yanı sıra İstanbul doğasıyla, arkeolojisiyle, orada yaşayan insanların bıraktığı eserlerle yoğun bir kültürel ve turistik mirasa sahiptir. Bu nedenle İstanbul her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlamaktadır. Her köşesi kişiyi ayrı ayrı büyüleyen bu değerli şehrimizin mutlaka görülmesi gereken yerlerinden bir kısmını sizlere bir rota fikri oluşturması gayesi ile anlatalım..

Galata Kulesi

Dünyanın bilinen en eski kulelerinden biri olan Galata Kulesi 2013 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmıştır. Galata Kulesi günümüzde İstanbul’un en önemli sembollerinden birisidir. Yapıldığı dönemde uzunca bir süre gözetleme kulesi olarak kullanılan kule Osmanlı İmparatorluğu tarafından da yangın gözetleme kulesi olarak işlev görmüştür. Günümüzde sosyal ve kültürel faaliyetler için müze olarak kullanılıyor. Galata Kulesi mimarisi ile insanları büyüleyen, özellikle gece İstanbul ışıklarıyla dans eden ve İstanbul’a gelmiş herkesin görmeden ayrılmaması gereken bir yerdir. Kuleye çıktığınızda pencere önlerinde yer alan seyir dürbünleri ile İstanbul’un bir kısmının eşsiz manzarasını keyifle seyredebilirsiniz.

Kız Kulesi

Salacak açıklarında küçük adacık üzerine inşa edilmiş boğazın eşsiz manzarasında gözlerinizi Kız Kulesi’nden alamayacaksınız. Öyle ki bu kule hakkında nice efsaneler ve rivayetler duyabilirsiniz. Üsküdar’da Bizans devrinden kalan tek yapı olmasına rağmen Üsküdar dendiğinde akla gelen ilk ziyaret yeri olabilir. Kule Bizans ve Osmanlı tarihinde çok çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. Günümüzde kule müze olarak kullanılmakta, içerisinde kafe ve restoran barındırmaktadır. Biz kuleyi sahilden görmekle yetinmemenizi ve gün batımında hiçbir zaman unutamayacağınız bir akşam yemeği yemenizi tavsiye ederiz. Kuleye ulaşım ise Salacak ve Kabataş iskelesinden teknelerle kolaylıkla sağlanmaktadır.

İstanbul Gezilecek Yerler

Dolmabahçe Sarayı

Uzun yıllar Beşiktaş Sahil Sarayı olarak adlandırılan ve gemilerin demir attığı, denizcilik törenlerinin yapıldığı saray 19. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin modernleşme etkisi ile yeniden inşa edilmiştir. 110 bin metrekarelik bir alanı kapsayan İstanbul’un en büyük 3. Sarayı olma özelliğini taşır. Cumhuriyet Dönemi’nde ise Mustafa Kemal Atatürk’ün İstanbul’daki cumhurbaşkanlığı konutu olan saray Atatürk’ün öldüğü yer olması sebebiyle ayrı bir öneme sahiptir. Saray içerisinde son derece modern ve gözalan 285 oda, 46 salon ve 6 tane hamam bulundurur. Saray temel olarak selamlık harem, muayede salonu olarak üçe ayrılabilir. Osmanlı’nın modernleşme yolunda adımlar attığı bir dönemde inşa edilen saray son derece ihtişamlı ve göz alıcıdır. Bahçelerinde ise Avrupai tarzda havuzlar, heykeller, fenerler ve vazolar kullanılmıştır. Farklı kıtalardan ender bulunan bitkiler bahçeyi daha da eşsiz bir hale getirmektedir. Bu kısa yazımıza sığdıramayacağımız ve açıkçası kelimelerle de anlatılamayacak bu muhteşem sarayın güzelliği gören herkesi son derece etkileyecektir.

İstanbul Trafiğinde Araç Kullanma Tüyoları başlıklı yazımızı okumak ister misiniz?

Eminönü

5 kilometrekarelik bir alana sahip olan semt tamamıyla İstanbul surları içerisinde yer alır

Günümüzde konut alanı olmaktan çıkıp artık bir ticaret bölgesi haline gelmiştir. İstanbul’un canlılığını açıkça fark edeceğiniz Eminönü semtinde tarihi Mısır Çarşısı’nda her çeşit baharatı görebilirsiniz. Ayrıca tarihi Sirkeci Tren Garı ve Yeni Cami turistlerin tartışmasız uğrak yerleri arasındadır. Eminönü’ne gitmişsiniz Karaköy ve Eminönü’nü birbirine bağlayan Galata Köprüsü’nde balık tutan insanları seyretmekten kendinizi alamayacaksınız. Köprü altındaki balık restoranlarında kendinize küçük bir ziyafet çekebilirsiniz

Kapalı Çarşı

Asırlardır büyük bir turizm merkezi olan İstanbul’da alışveriş denilince akla ilk gelen yer Kapalı Çarşı’dır. Dünyanın bilinen en büyük ve en eski çarşılarından birisidir. İçerisinde 4 binden fazla mağaza barındırmaktadır. Siz sevgili okuyucularımızın hem ziyaret hem de alışveriş için İstanbul’da zevkli vakit geçireceğiniz bu çarşıyı ziyaret etmenizi öneririz.

İstiklal Caddesi

İstanbul’un en güzide semtlerinden biri olan Taksim adeta İstiklal Caddesi ile özdeşleşmiştir. Araç girişinin yasak olduğu nostaljik tramvayların sizleri adeta eski zamanlarda bir yolcular sürüklediği bir buçuk kilometre uzunluğundaki bu caddede hoş bir yürüyüş yapmanızı, dilerseniz sanat merkezi, sinema, alışveriş merkezleri gibi yerleri ziyaret etmenizi, kafe bar ve restoranlarda hoş vakitler geçirmenizi öneririz.

Ayasofya

İstanbul fethinin sembolü olarak Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye çevrilmiş olan yapıdır. Üstün mimari yapısıyla yüzyıllardır ayakta kalmayı başaran bu bina çok farklı milletlerin kültürel sembollerini içinde barındırır. Minareleri, payandaları, mozaikleri, kubbesi ve bunun gibi kelimelerle ifade edilmeyecek güzellikleri bulunduran camiyi gezmek için bolca zaman ayırmaktan çekinmeyin.

Topkapı Sarayı

400 yıl boyunca Osmanlı Devleti’nin idare edildiği ve padişahların yaşadığı saray Sarayburnu’nda bulunmaktadır. Saray yaşam alanı olarak kullanılmadığı dönemlerde de önemini kaybetmemiş ve zaman zaman onarılmıştır. İçerisinde kutsal emanetlerin bulunduğu Hırka-i Saadet Dairesi özellikle müslümanlar tarafından bir ziyaret merkezi halindedir. 1985 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne giren saray ülkemizde tarihi eserlerin en başında gelir. Günümüzde müze olarak ziyarete açıktır.

Sultan Ahmet Camii

Sultan Birinci Ahmed’in 17 yüzyılda Sedefkar Mehmet Ağa’ya yaptırdığı ve içinde on binlerce mavi renkli iznik çinisi bulunduğu için Mavi Cami Blue mosque olarak da bilinir. 16 şerefesi ile medrese, hamam, dükkanlar, çeşme, türbe gibi içerisinde çok fazla yapı kompleksleri mevcuttur. Yerli ve yabancı tüm turistlerin görmekten büyük zevk aldığı bu camiyi sizin de İstanbul’a yolunuz düşerse görmenizi şiddetle tavsiye ederiz. İçerisindeki her yapıyı son derece beğeneceğiniz ve bir kere daha ziyaret etmek isteyeceğinizi tahmin ediyoruz.

Yerebatan Sarnıcı

İstanbul’un görkemli ve bir o kadar da büyüleyici yapılarından biri olan sarnıç, Bizans İmparatoru 1. Justinianus tarafından yaptırılmıştır. Suyun içerisinde yükselen ve bir bakışta sayılamayacak gibi görünen mermer sütunlar nedeniyle Yerebatan Sarayı olarak da adlandırılır. Ayasofya’yı ziyaretinizin hemen ardından bu muhteşem yapıyı da görmenizi öneririz.

İstanbul Boğazı

Marmara ve Karadeniz’i birbirine bağlayan, Asya ve Avrupa kıtalarını birbirinden ayıran, dünyanın çok değerli coğrafi oluşumlarından biri olan boğaz, İstanbul’u gezerken birçok farklı noktada karşınıza çıkacaktır. Bu anlardan birini sadece İstanbul Boğazı’nın seyir keyfine ayırın.

Rumeli Hisarı

Fatih Sultan Mehmet tarafından boğazın en dar noktasına, Anadolu Hisarı’nın hemen karşısına inşa edilmiştir. Fetihten önce boğazın kuzeyinden gelebilecek saldırıları engellemek amacıyla yapılan hisar, dünyanın en büyük kale burçlarına sahiptir. Bu mekanda uzun yıllar boyunca Rumeli Hisarı konserleri düzenlenmiştir. Ancak tarihi yapısının zarar görmesi sebebiyle günümüzde yasaklanmıştır. Ancak İstanbul’a gittiğinizde bu güzel mekana uğrayıp mimarisini incelemenizi ve tarihini hissetmenizi tavsiye ederiz.

Anadolu Hisarı

Rumeli Hisarı’nın hemen karşısında bulunan Anadolu Hisarı, Yıldırım Beyazıt tarafından askeri kullanım amacıyla inşa edilmiştir. Fetihten sonra askeri önemini yitiren hisar zamanla bir yerleşim bölgesine dönüşmüştür. Bir diğer ismi Güzelce Hisarı olan bu yapıyı Rumeli Hisarı ziyaretinizin ardından görebilirsiniz.

Ortaköy Camii

Sultan Abdülmecit tarafından 1853 yılında yaptırılan ve oldukça zarif barok tarzında inşa edilen bu cami büyük pencereleri ile boğazın ışıklarını caminin içine taşır. Bulunduğu konumu, mimari yapısı, bizlere adeta bir görsel şölen sunacaktır. Zaman zaman onarımlarla ibadete kapatılmış. 1984’teki büyük bir yangın sonucuyla bazı kısımları hasar görmüş olan bina 6 Haziran 2014 tarihinde restorasyonu tamamlanarak yeniden ibadet ve ziyarete açılmıştır.

Pierre Loti Tepesi

Tepe, adını İstanbul’u sık sık ziyaret eden Fransız yazarın adından almıştır. Açık hava kafe alanında manzaraya karşı kahvenizi, çayınızı içebilir, güzel fotoğraflar çekebilir, terastaki dürbünler ile manzaranın tadını doyasıya çıkarabilirsiniz. Bu tepe eşsiz Haliç manzarasıyla ziyaretçileri kendine çeker. Teleferik hattı ile tepeye ulaşım da burayı ziyaret etmenin cazibeli yönlerindendir.

İstanbul Oyuncak Müzesi

Şair Sunay Akın tarafından 2005 yılında kurulan müze Göztepe semtinde bulunur. Bizzat Sunay Akın’ın 40’tan fazla ülkeden satın aldığı ve yıllarca koleksiyonerliğini yaptığı oyuncaklardan oluşan müze sadece çocukların değil yetişkinlerin de oldukça ilgisini çeker.

Emirgan Korusu

İstanbul’da yeşil ve ormanlık bir yer ziyaret etmek istediğinizde ilk seçeneklerden birisi Emirgan Korusu’dur. Hele ki Nisan ayında İstanbul’da iseniz muhteşem Lale Festivali’ni lütfen kaçırmayınız. Boğaz manzarası eşliğinde sevdiklerinizle hoş vakitler geçireceğiniz ve şehrin yorucu temposundan uzaklaşıp ruhunuzu dinleyebileceğiniz bu güzel koruyu rotanızın bir bölümüne ekleyin.

Haydarpaşa Garı

TCDD’ye ait en eski ana tren istasyonu olan gar Kadıköy’de bulunmaktadır. Hala TCDD 1. Bölge Müdürlüğü buradadır. Tarihi dokusu, denizi gören merdivenleri, banliyö trenleri, vapur sesleri ve daha birçok nostaljik ögeleri ile gar ziyaret etmeye değer özellikler taşır.

Aya İrini Kilisesi

Topkapı Sarayı’nın avlusunda ve Ayasofya’ya oldukça yakın bir yerde konumlanmış olan kilise günümüzde müze olarak ziyarete açıktır. Kilisede konserlere katılabilir; bienal, sergi gibi kültürel etkinliklerde bulunabilirsiniz.

Süleymaniye Camii

İstanbul’un en önemli sembollerinden biri olan, İstanbul silüeti ile özdeşleşmiş cami Kanuni Sultan Süleyman adına Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş harikulade bir camidir. Adım adım her yerinde hayranlık uyandıracak olan cami medreseler, kütüphane, hastane, hamam ve dükkanlar gibi yapılar içeren Süleymaniye Külliyesi’nin bir bölümüdür. Deprem bölgesi olan İstanbul’da yüzyıllardır duvarlarında tek bir çatlak bile oluşmayacak kadar mükemmel bir mimari ile inşa edilmiştir.

Cami köşelerinde bulunan dört minaresi ve 10 şerefesi ile ihtişamlı bir şekilde yükselir. Caminin mihrabı önünde Kanuni Sultan Süleyman’ın sekizgen planlı türbesi bulunmaktadır. Süleymaniye Külliyesi’nin inşaatında 3523 işçi çalıştırıldığı ve 3200 kilo altın harcandığı bilinmektedir. Öyle ki kullanılan malzemeler çok farklı coğrafyalardan toplanmış ve Osmanlı’nın çeşitli uygarlıklara ve büyük bir coğrafyaya hükmettiğini temsil etmiştir. Önemli bir detay olarak caminin içindeki devekuşu yumurtaları dikkat çekmektedir. Mimar Sinan’ın Süleymaniye’yi örümcek ve akreplerden korumak için belli yerlere bu yumurtaları astırdığı bilinmekte ve gösterilen özen, düşünülen bunca incelik insanı hayranlık içinde bırakmaktadır. Camiyi bir kez görmekle yetinmeyeceğiniz ve içerisinde uzun uzun zaman geçirmek isteyeceğinizi kuvvetle muhtemel buluyoruz.

İstanbul'a Bağlı Ücretli Yol ve Köprülerin Ücretleri başlıklı yazımızı da okumak ister misiniz?

Sabiha Gökçen Havaalanında Araç Kiralamak İster misiniz?

İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanına iner inmez araç kiralamak artık çok kolay. Sabiha Gökçen Araç Kiralama başlıklı yazımıza göz atın!

İyi Bir Seyahat İçin Yapmanız Gerekenler başlıklı blog yazımız da ilginizi çekebilir.